Türkiye Eğilimleri Araştırması 2021 Sonuçları Açıklandı

Halk ekonomik sıkıntılardan bunaldı, Korona salgını ve mülteciler geri plana düştü 2010 yılından bu yana Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.

04.01.2022
361
Türkiye Eğilimleri Araştırması 2021 Sonuçları Açıklandı

Halk ekonomik sıkıntılardan bunaldı, Korona salgını ve mülteciler geri plana düştü

2010 yılından bu yana Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın koordinasyonunda akademik bir ekip tarafından yürütülen ve 11 yıldır Türkiye’nin nabzını tutan “Türkiye Eğilimleri” araştırmasının 2021 yılı sonuçları açıklandı. Türkiye temsiliyetine sahip 26 ilde yaşayan 18 yaş üzeri 1.000 kişiyle yapılan görüşmelere dayanan çalışmaya göre Türkiye’de halkın ana gündem maddesi “ekonomik sorunlar”. Geçtiğimiz yıla göre oranını üçe katlayan “mülteci sorunu” ikinci sıraya yerleşirken, “Koronavirüs salgını” üçüncü sırada yer aldı.

ARA REKLAM ALANI

 

Kadir Has Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Grubu ile Global Akademi ortaklığında geliştirilen “Türkiye Eğilimleri Araştırması”nın 2021 yılı saha çalışmaları 23 Ekim-5 Kasım 2021 tarihleri arasında Akademetre Araştırma ve Stratejik Planlama tarafından gerçekleştirildi.

Araştırma kapsamında Türkiye temsiliyetine sahip 26 ilde (İstanbul, Ankara, Konya, Bursa, Kocaeli, İzmir, Aydın, Manisa, Tekirdağ, Balıkesir, Adana, Antalya, Hatay, Zonguldak, Samsun, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Trabzon, Gaziantep, Diyarbakır, Mardin, Malatya, Bitlis, Erzurum, Ağrı), kent merkezlerinde ikamet eden 18 yaş ve üzeri 1.000 kişi ile görüşüldü.

“Türkiye Eğilimleri 2021” araştırmasının sonuçları 4 Ocak 2022 Salı günü Prof. Dr. Mustafa Aydın, Prof. Dr. Mitat Çelikpala, Prof. Dr. Erinç Yeldan, Prof. Dr. Murat Güvenç, Prof. Dr. Osman Z. Zaim, Prof. Dr. Banu Baybars Hawks, Dr. Öğr. Üyesi Kerem Yıldırım, Dr. Öğr. Üyesi Berkay Ayhan, Dr. Öğr. Üyesi M. Kerem Çoban ve Sezen Kaya’dan oluşan araştırma ekibinin düzenlediği toplantıda kamuoyuyla paylaşıldı.

Türkiye Eğilimleri araştırmasının, 11 yıldır topladığı data ile Türkiye’nin dönüşümünü anlamak ve takip etmek için çok değerli bir kaynak sunduğunu ifade eden Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Global Akademi Genel Koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, “Bu çalışma ile Türkiye’nin sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel değişimleri ve halkın yaşam alışkanlıkları objektif bir şekilde ölçülüyor; Türkiye’nin toplumsal değişiminin takibi ve öngörülmesi mümkün oluyor. Kadir Has Üniversitesi ve Global Akademi olarak böyle bir araştırmayı gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz,” dedi.

TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ: EKONOMİK SORUNLAR, MÜLTECİLER, KORONA

Araştırma sonuçlarına göre Türkiye halkının gündemindeki en önemli mesele yüzde 22,7 ile “ekonomide yaşanan sorunlar” olarak tespit edildi. Sıralamada ikinci sırayı, oranı geçen yılki 6’dan 17,9’a yükselen “mülteciler” alıyor. Geçtiğimiz yıl ilk sırada yer alan “Koronavirüs salgını” ise bu yıl 15,8’lik oranıyla üçüncü sıraya gerilemiş gözüküyor. Dördüncü sırada yer alan “hak ve özgürlüklerin sınırlanması” 12,3’ten 7,3’e; beşinci sıradaki “terörle mücadele” ise 8’den 7,2’ye düşmüş. Bu maddeleri 0,1 ile “eğitim” takip ediyor.

Sonuçları coğrafi bölgeler bazında incelediğimizde, Akdeniz ve İç Anadolu’da ekonomik sorunlar, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da mülteciler, Marmara ve Ege’de Koronavirüs salgını, Karadeniz’de ise terör önplana çıkıyor.

GEÇİM SIKINTISI ÇEKENLERİN ORANI YÜKSELİYOR

Geçtiğimiz yıl ile bu yılın araştırma sonuçlarını karşılaştırdığımızda, “Kendimi/ailemi geçindiremiyorum” diyenlerin oranı 51,1’den 57,2’ye ve “Ekonomik olarak daha kötü durumdayım” diyenlerin oranı 51,8’den 55,4’e yükselmiş gözüküyor. Borçlarının seviyesinden endişe duyanların oranı 48,9’dan 45,8’e düşerken, gelirinin aylık tüketim harcamalarını karşılamaya yeterli olduğunu düşünenlerin oranı 33,4’ten 40’a çıkıyor.

Katılımcıların gözünden Türkiye’de yakın dönemde yaşanan ekonomik zorlukların temel nedenlerine bakıldığında ilk üç sırayı “faizlerin yüksek olması” (20,7), “yüksek dış borçlanma” (14,8) ve “göçmen ve mülteciler” (14,4) alıyor.

Türkiye ekonomisi açısından önemli görülen konular arasında ise faizlerin yüksekliği (85,6), enflasyonun yüksekliği (84,7), gıda ürünleri fiyatlarında artış (82,3), Türk lirasının değer kaybetmesi (81,9), kira/ev fiyatlarında artışlar (80,4), işsizlik (79,6), vergi oranlarının yüksekliği (79,3), dış politikada yaşanan sıkıntılar (79,1), dış borçların yüksekliği (78,9) ve gelir dağılımındaki eşitsizlik (78,7) gibi unsurlar dikkat çekiyor.

Türk halkının sadece 5,4’ü “Aylık ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra tasarruf yapma imkânı” olduğunu belirtirken, tasarruf yapma yöntemi olarak açık ara “Altın alırım” (54,6) ve “Döviz alırım” (38) ilk iki sırayı paylaşıyor. Buna karşılık “TL olarak bankada faiz hesabında değerlendiririm” diyenler 14,5’te, “Borsada değerlendiririm” diyenler 10,3’te kalıyor.

TÜRK HALKININ SİYASİ YELPAZEDEKİ YERİ

Türk halkının siyasi yelpazedeki yerini de ortaya koyan araştırmada, “Kendinizi siyasi görüşünüz açısından nasıl tanımlarsınız?” sorusuna en çok “muhafazakâr” yanıtı veriliyor (27,5). Bu tanımı “milliyetçi” (19,9) ve “Kemalist” (19,2) takip ediyor. Kendisini “Siyasal İslamcı” olarak tanımlayanların oranı (9) geçen yıla göre önemli bir değişiklik göstermezken, “sosyal demokrat” diyenlerin oranı 13,9’dan 8,3’e düşmüş; buna karşılık “Kemalist” olarak tanımlayanlar 10,3’ten 19,9’a yükselmiş gözüküyor.

Kendini “muhafazakâr” veya “siyasal İslamcı” olarak tanımlayanlar özellikle 41-55 yaş arasında; “milliyetçi” veya “Kemalist” olarak tanımlayanlar ise 18-20 yaş arasında öne çıkıyor. “Muhafazakâr” veya “siyasal İslamcı” olduğunu belirtenlerin toplamında yıllar içinde yaşanan değişime baktığımızda ise en yüksek oranı yakaladığı 2017’de 47,4 olarak kaydedilirken geçtiğimiz yıl 34,6’ya kadar düştüğünü, bu yıl ise hafif bir yükseliş yakaladığını (36,5) görüyoruz.

SİYASİ YÖNETİM TARZI TERCİHİ

Ülkenin yönetim tarzı olarak katılımcıların 55,7’si Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tercih ederken, 44,3’ü Parlamenter Sistem’i benimsediğini belirmiyor. Bu oranların geçen yıla göre önemli bir değişiklik geçirmediği görülüyor.

Öte yandan, kendilerine sunulan yönetimsel ifadeleri değerlendirmeleri istenen katılımcıların 55,3’ü (2020’de 60,8) “Demokratik siyasal sistem ile yönetim” tercihini çok iyi ve iyi olarak değerlendirirken, 51,2’si (2020’de 46,6) “Parlamento ve seçimlerle uğraşmak zorunda kalmayan güçlü bir lidere sahip olmak” tercihine olumlu yaklaşıyor. Bunları 38,2 ile “Hükümet yerine uzmanların, ülke için en iyi olduğuna inandıkları şeyi yapmaları”, 28,1 ile “Ülkeyi dini liderlerin yönetmesi” ve 25,2 ile “Ülkeyi ordunun yönetmesi” şıklarını olumlayanlar takip ediyor.

Benzer şekilde, katılımcıların 58,4’ünün “Gençlere Türk milletinin manevi değerlerine sahip çıkmayı öğretmenin demokrasi eğitimi vermekten daha önemli” olduğunu belirttiği görülüyor. Diğer taraftan katılımcıların 50,3’ü (2019’da 35,5) “Türkiye demokratik bir ülkedir” önermesine katıldıklarını belirtiyor.

ERKEN SEÇİM VE SEÇMEN TERCİHLERİ

Katılımcılar “Haziran 2023’te yapılması öngörülen cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin öne alınmasına gerek var mıdır?” sorusuna 64,5 oranında “Hayır” yanıtını veriyor. Erken seçimin yapılmasını gerekli görüp “Evet” diyenler (16,9) arasında, yönetimin değişmesi, ekonomi, sistemin kötü olması, genel durumunun kötü olması ve adalet olmaması gibi gerekçeler öne çıkıyor.

“İdeal bir Cumhurbaşkanının sahip olması gerektiği düşünülen özellikler” sıralamasında bu yıl “Başarılı bir siyasi geçmişi olmalı” önermesi 5 sıra yükselerek 70 ile 1. sıraya yerleşirken, onu sırasıyla “Yönetim tecrübesi olması” (68,8)“Dürüst ve ahlaklı olması” (68,7)“Yüksek değerlendirme becerisine sahip olması” (67,9) ve “Halk ile iç içe olması” (67,5) ve takip ediyor.

“Bugün bir seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna ise katılımcılar sırasıyla AKP (35,9), CHP (24,6), MHP (9,7), İYİ Parti (9,4) ve HDP (9) yanıtını verirken oy vermeyeceğini belirtenlerin oranı 5,3’te, kararsızların oranı ise 3,6’da kalıyor.

EN GÜVENİLEN KURUMLAR ARASINDA POLİS İLK SIRADA

Araştırma sonuçlarına göre, Türk halkının en güvendiği kurumlar sıralamasında son yıllarda ilk üç kendi arasında yer değiştiriyor: 2021’de Polis 65,4 ile ilk sıraya yükselirken, onu ikinci sırada Jandarma (65,4) ve üçüncü sırada Türk Silahlı Kuvvetleri (62,4) takip ediyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi (57) dördüncü, Cumhurbaşkanlığı (56,9) da beşinci sırayı alıyor.

Geçtiğimiz yıl ilk kez ölçülen Türk Tabibleri Birliği bu yıl oranını yükselterek altıncı sıraya yerleşirken (56,7), listenin devamındaki Milli İstihbarat Teşkilatı, Anayasa Mahkemesi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türkiye İstatistik Kurumu, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Barolar gibi kurumlara güven geçen yıla oranla hafif artış gösteriyor.

HÜKÜMETİN DIŞ POLİTİKA KARNESİ

Hükümetin dış politikasını başarılı bulma oranı 2019’da 28,5, 2020’de ise 46,5 olarak kaydedilmişti. Bu yıl yükseliş devam ediyor ve katılımcıların 50,6’sı hükümetin dış politikalarından memnun olduğunu dile getiriyor.

Bununla birlikte hükümetin Suriye politikalarındaki memnuniyetsizlik giderek artıyor. Suriye konusunda izlenen politikaları başarılı bulanların oranı 2019’da 36, 2020’de 32,1 olarak kaydedilirken 2021 araştırmasında bu oran 27,4’te kalıyor. Başarısız bulanların oranı ise bu yıl 23,6’dan 38,1’e yükseliyor.

Dış politikada Türkiye’nin işbirliği yapması gerektiği düşünülen ülkeler arasında ilk sırayı bu yıl 17,5 ile Müslüman Ülkeler alıyor. Rusya önemli bir yükseliş kaydederek ikinci sırada (16,4) geliyor. Geçtiğimiz iki yılın araştırmalarında (24,6 ve 19,5’lik oranlarla) ilk sırada yer alan Türki Cumhuriyetler ise bu yıl 14,1 ile üçüncü sıraya geriliyor. Bu ülkeleri ABD (14,1), AB Ülkeleri (12,7) ve NATO Ülkeleri (10,1) takip ediyor.

Türk halkının tehdit olarak algıladığı ülkeler sıralamasında uzun zamandır ilk sırayı bırakmayan ABD, bu yıl sıralamada üçüncülüğe (56,1) geriliyor ve yerini Ermenistan’a veriyor (60,9). İkinci sıradaki İsrail (60,5) ve dördüncü sıradaki Irak (49,6) halen önemli tehditler olarak görülmekle birlikte, 2021 tehdit algısında esas çıkışı 36,4’ten 44,6’ya yükselen oranı ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kaydediyor.

Öte yandan, “Türkiye’nin yabancı ülkelerde asker bulundurmasına destek29,1 ile bugüne kadarki en düşük oranı yakalarken, “Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarına destek” de 33,7 ile yine bugüne kadarki en düşük oranında tespit ediliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

YAZAR BİLGİSİ