‘Fake News’ afiş sergisi İstinye Üniversitesi’nde ziyarete açıldı

İstinye Üniversitesi (İSÜ) İletişim Fakültesi ve Poster For Toworrow iş birliğiyle düzenlenen, dünya çapında farklı tasarımcıların sahte haberlere dikkat çeken afişlerinin yer aldığı “Fake News” afiş sergisi İSÜ Vadi Kampüste giriş fuaye alanında 24 Mart-10 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi.

‘Fake News’ afiş sergisi   İstinye Üniversitesi’nde ziyarete açıldı

İstinye Üniversitesi (İSÜ) İletişim Fakültesi ve Poster For Toworrow iş birliğiyle düzenlenen, dünya çapında farklı tasarımcıların sahte haberlere dikkat çeken afişlerinin yer aldığı “Fake News” afiş sergisi İSÜ Vadi Kampüste giriş fuaye alanında 24 Mart-10 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi. 

 

İstinye Üniversitesi (İSÜ) İletişim Fakültesi ve Poster For Toworrow iş birliğiyle düzenlenen “Fake News” afiş sergisi İSÜ Vadi Kampüste giriş fuaye alanında ziyarete açıldı. Paris merkezli, iyi niyete bağlı olarak bir grup tasarımcının kurduğu bir kuruluş olan 4tomorrow Association’ın ana projesi olan Poster For Toworrow’un Türkiye temsilciliğinin öncülüğünde düzenlenen sergi 24 Mart-10 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi. Dünya çapında farklı tasarımcıların eserlerinin yer aldığı sergi, sahte haberin ne kadar yaygın bir problem olduğunu gözler önüne serdi. 

ARA REKLAM ALANI

 

“İnternette yanlış bilgi yayınlamak usulsüz kabul edilmeli”

Serginin açılış töreninde konuşan İSÜ İletişim Bilimleri Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı ve İletişim Tasarımcıları Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Öz Pektaş, şunları söyledi:

“Söylenti ve yanlış bilgi yaymak yazılı medya kadar eski. İnsanlar, istediklerini elde etmek için daima gerçeği çarpıtmışlar veya düpedüz yalan söylemişler. Ama günümüzde, bilgiyi her zamankinden daha hızlı şekilde daha geniş çevrelere paylaşma imkanına sahibiz. Önceden toplumun düşüncesini yalnızca birkaç medya organı ya da hükümet kaynağı şekillendirirken, bugün bunu herkes yapabiliyor. Üstelik, medya ya da hükümetin aksine, hiçbirimiz yayınladığımız şeyden sorumlu tutulmuyoruz. Yalan şeyler yayınladığımızda karşımıza dikilebilecek birkaç kanun veya para cezası olsa da kamusal alanda hassas davranmaya teşvik eden herhangi bir şey yok. Önce beğeniyi kap, sonuçların derdine daha sonra düşersin mantığı hâkim. Peki bununla ilgili ne yapabiliriz: Sahte haberlerin önüne geçemeyiz, ama insanlara gerçeği fark ettirmek için elimizden geleni yapabiliriz. Sizden, insanları sahte haberlerin karşısına gerçeklerle, rakamsal verilerle ve karanlığa ışık tutan kaynaklarla dikilmeye teşvik etmenizi istiyoruz. Dahası, seslerinizi yükseltip internet ve sosyal medyaya daha fazla düzenleme getirilmesini talep etmenizi istiyoruz. Eğer internette yanlış bilgi yayınlamak usulsüz kabul edilirse, sahte haberlerin kökü kazınacaktır. Dünya çapında farklı tasarımcıların eserlerinin yer aldığı bu sergide de sahte haberin ne kadar yaygın bir problem olduğunu gözler önüne seriliyor. Sergide yer alan posterler, mesajı net bir şekilde izleyiciye ileten örnekler. Bu örnekler üzerinden ziyaretçilerin de sahte haberlere karşı eleştirel ve sorgulayıcı bir perspektif geliştireceğini ümit ediyoruz.”

 

“Gönderiyi kimin yayınladığını kontrol edin”

Pektaş, sahte haberleri okurken internet kullanıcılarının dikkatli olmaları gerektiğinin altını çizerek şu önerilerde bulundu:

“Kaynakları kontrol edin. Eğer bir kaynak varsa, doğru olup olmadığını öğrenin. Kaynak yoksa, olmama sebebini sorun. Gönderiyi, argümanı ya da kaynağı kimin yayınladığını kontrol edin. Bot olabilirler mi? Güven telkin ediyorlar mı? Başka ne gibi gönderiler yayınlamışlar? Gerçekleri güvenilir bir ‘resmi’ kaynak ile örneğin, devlet kurumu ya da denetimli veya kanuni olarak doğruyu söylemekle yükümlü biriyle birlikte kontrol edin. Sosyal medyaya düzenleme getirilmesini talep edin. Geleneksel medyanın aksine, Facebook ve Google gibi platformların siyasal reklamları, aslına bakılırsa yayınlanan hiçbir içeriği denetleme zorunluluğu yok.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

YAZAR BİLGİSİ