Antibiyotik mecburiyetiniz olmasın

DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından antibiyotik direnci konusunda farkındalık oluşturulması, iyi uygulamaların teşvik edilmesi amacıyla 11-17 Kasım'ı içine alan hafta "Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası" olarak ifade ediliyor ve hastaların antibiyotik kullanımları ile ilgili bilgilendirmeler yapılıyor.

16.11.2021
438
Antibiyotik mecburiyetiniz olmasın

DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından antibiyotik direnci konusunda farkındalık oluşturulması, iyi uygulamaların teşvik edilmesi amacıyla 11-17 Kasım'ı içine alan hafta "Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası" olarak ifade ediliyor ve hastaların antibiyotik kullanımları ile ilgili bilgilendirmeler yapılıyor.

Antibiyotikler günlük hayatımızda bademcik iltihabı, cilt enfeksiyonları, akciğer veya idrar yolu enfeksiyonları gibi bakterilerin yol açtıkları enfeksiyonlara karşı kullandığımız ilaçlardır.  Fakat doktor kontrolünde ve doğru kullanılmadığı takdirde hem vücudumuza zarar veriyor hem de antibiyotiğe karşı direnç gelişimine yol açıyor. Ayrıca bu direnç herhangi bir bakteri için tek bir ilaca karşı değil çok sayıda antibiyotiğe karşı gelişmiş olabiliyor.

ARA REKLAM ALANI

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi İç Hastalıkları bölümünden, Dr. Öğr. Üyesi Şeref Kamil Basmacıoğlu ‘Antibiyotiğin gereksiz kullanımın vücudumuzda yol açtığı hasarlar hakkında’ bilgiler verdi.

Antimikrobiyal direnç söz konusu olduğunda sosyal mesafe de işlevsiz kalıyor çünkü bakteri gıdada, suda, havada ve gündelik yaşamdaki tüm yüzeylerde varlığını sürdürüyor. Yeni antibiyotikler üretilmesine karşın kısa sürede üretilen yeni antibiyotiklere karşı gelişen direnç sebebiyle hastalıklara karşı savunmasız hale geliyoruz.  Böyle bir durumda bir diş apsesi bile öldürücü olabiliyor. Bu gün bu sorun iklim değişikliği gibi gelecekte de insanlığı tehdit eden ve giderek büyüyen bir sorun olarak görülmektedir.

Antibiyotiklerin virüslerin yol açtığı (viral) enfeksiyonlarda  kullanılmaması gerektiği unutulmamalıdır.  Viral üst solunum yolu enfeksiyonu  bakteriyel enfeksiyonlara benzer bulgu ve belirtilerle seyreder. Bu arada antibiyotik kullanmışsak bir süre içerisinde kendiliğinden  geçecek olan enfeksiyonun antibiyotikle geçtiğini düşünebiliriz.  Aslında antibiyotiklerin viral enfeksiyon seyrine herhangi olumlu bir etkilerinin olması beklenmez. Enfeksiyonun bakteriyel  mi,  viral mi olduğu, doktorunuzun klinik muayene bulguları ve laboratuar bulguları ile aydınlatılabilir.  Ne yazık ki viral enfeksiyonlar bakteriyel enfeksiyonlara oranla çok daha fazla oranda görülmektedir.  Bu durumda antibiyotikleri çoğunlukla gereksiz yere kullanılmaktadır.

Antibiyotikler vücudumuzda bağışıklık sistemine zarar verebiliyor.  Yararlı ve dengeleyici bakterilerin ölmesi nedeni ile fırsatçı mantar enfeksiyonlarına zemin hazırlanıyor. Antibiyotikler aynı zamanda antibiyotik ile ilişkili ishale neden oluyor. İshalin şiddeti çok ciddi olmasa da kişinin sağlık durumuna ve yaşına göre farklılık gösterebiliyor. Bu durum da gerekirse ilacı değiştirmek ve destek tedavisi gerektirebiliyor. Antibiyotiklerin bağırsaklarımızdaki faydalı mikroorganizmaları da öldürdüğünü bunun sonuncunda bağırsalar da oluşan bakteriyel dengenin uzun süre kendini toparlayamadığı çok önceden beri bilinmektedir. Bu bozulma sırasında bağırsaklarımıza zarar veren fırsatçı bakteriler hayatı tehdit edebilecek ölçüde olabiliyor. Bazı durumlarda kanlı ishalle giden barsak enfeksiyonlarına yol açabiliyorlar. Yani antibiyotiğe bağlı ishaller her zaman hafif olmayabiliyorlar hatta ölümcül bile olabiliyorlar.  Son yapılan çalışmalara göre antibiyotikler bağırsaklarımızda yaşayan faydalı mikroorganizmaları öldürdüğü için  ayrıca obeziteye de zemin hazırlayabiliyor.

Antibiyotikler aynı zamanda alerjiyi de tetikliyor. Bunun nedenini çok küçük yaşlarda bilinçsizce ve hekim kontrolü olmadan kullanılan antibiyotiklere bağlı olduğunu söyleyebiliriz.  Ayrıca ‘Hijyen Teorisi’ de bir başka sebep. Daha temiz ve steril bir toplumda yaşama tutkumuz bağırsak floramızın yani sindirim sistemimizde yaşayıp bizim sindirim işlevlerimizle görevli faydalı bakterilerin oluşumunu ve bağışıklık sistemimizin gelişmesini olumsuz yönde etkiliyor.

Antibiyotikler aynı zamanda başta cilt döküntüleri olmak üzere böbrekte, karaciğerde, bazen de kan hücrelerinin yapıldıkları kemik iliğinde   hayatı tehdit edebilen çok önemli sorunlara sebep olabiliyor. Gereksiz yere bu gibi problemlerle karşılaşmamak için antibiyotikler öncelikle gerektiğinde ve mutlaka hekim kontrolünde kullanılması gereken ilaçlardandır.  Böylece ilacın gereksiz kullanımının önüne geçilerek hem antibiyotik direncini önlemiş oluruz hem de vücudumuz bu ilaçların zararlarına daha az maruz kalır.

Bu durumda sormamız gereken asıl soru Doktor bana antibiyotik de yazdınız değil mi yerine  Doktor! Antibiyotik kullanmam gerçekten zorunlu mu olmalıdır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

YAZAR BİLGİSİ