Kaynak verimliliği, İstihdam ve Ekonomik Kalkınmanın yolu Döndüsel Ekonomiden geçiyor
II.
II. Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton ve AB Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut’un açılış konuşmalarıyla 14 Mart 2022 Pazartesi günü başladı. T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu açılış konuşmasında “Türkiye, AB ile ticaretinde edinmiş olduğu mevzuat uyumlaştırma tecrübesi ile döngüsel ekonomiye geçiş sürecinde çok hazırlıklı bir konumdadır” dedi. Hafta boyunca Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, Yeşil Ekonomi Dönüşümünde Küresel Deneyimler, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Sınırda Karbon Düzenlemesi, Döngüsel Ekonomi Çözümleri, Temiz Teknolojiler ve İnovasyon, Adil Dönüşüm ve Döngüsel Kentler ana başlıklarında farklı ülkelerden uzmanlar ve iş dünyası temsilcilerinin bakış açıları ile değerlendirmeleri paylaşılacak.
Hedefler için İş Dünyası Platformu (B4G), DCube Döngüsel Ekonomi Kooperatifi (DCube) ve İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) iş birliğinde her yıl geleneksel olarak hayata geçirilmesi hedeflenen Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası’nın ikincisi bu yıl Finlandiya Büyükelçiliği ve Business Finland’ın stratejik partnerliğinde 14-18 Mart 2022 tarihlerinde çevrimiçi olarak gerçekleştiriliyor.
II. Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton ve AB Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut’un açılış konuşmalarıyla 14 Mart Pazartesi günü başladı.
T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu açılış konuşmasında “Dünyada üretim ve tüketim döngüsünün iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirlik temelinde yeniden şekillenmekte olduğunu görüyoruz. Bu süreç; iklim değişikliğinden kaynaklanan negatif etkilerin bertaraf edilmesinin ötesinde kaynak-etkin, verimli, yenilikçi ve sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin geliştirilmesi açısından önemli bir fırsat olarak ön plana çıkıyor. Zira Döngüsel ekonomiye geçiş, atıkların azaltılması, yenilikçiliğin artırılması ve yeni istihdam olanakları yaratılması ile küresel ekonomiye önemli katkılar sağlayacaktır.
Her yıl dünya ekonomisine 100 milyarlarca ton kaynak girdi teşkil ederken, sadece 8,6’sı dönüştürülebiliyor. 1970’lerden bu yana kaynakların kullanımı 3 kat artarken 2050’de bunun ikiye katlanacağı öngörüyoruz. Bu durum artık doğru satın al – kullan – çöpe at doğrusal ekonomisinden döngüsel ekonomiye geçişe duyulan ihtiyacı gözler önüne seriyor. Döngüsel ekonomi stratejilerinin 39 oranında bir küresel emisyon azaltımına katkı sağlayabileceğini de öngörüyoruz.
Döngüsel ekonomi AB’nin iklim nötr ve sürdürülebilir gelecek hedeflerinin temel yapı taşlarından birini oluşturuyor. Ülkemizde de döngüsel ekonomiye geçişin desteklenmesi hem kaynakların sürdürülebilir ve etkin bir şekilde kullanımı, yani sürdürülebilir ekonominin inşası hem de uluslararası ticarette ortaya çıkan yeni kurallara uyum sağlanabilmesi için çok büyük önem teşkil ediyor. Bu süreçte, ülkemizde doğrusal ekonomiden döngüsel ekonomiye geçişin desteklenmesi, hem ülkemizde kaynakların sürdürülebilir ve etkin bir şekilde kullanımı, yani sürdürülebilir bir ekonominin inşası hem de uluslararası ticarette ortaya çıkan yeni kurallara uyum sağlanabilmesi için önem teşkil etmektedir” dedi.
UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, “Gezegenimiz varoluşsal bir tehditle karşı karşıya ve durumun aciliyetini aktaracak dramatik metaforlarımız tükeniyor. Bilim bize geri dönüşü olmayan eşikleri çoktan aştığımızı söylüyor. Şu anda ihtiyacımız olan şey, refahı doğal kaynakların yok edilmesinden ayıran bir ekonomik model. Bu bulmacayı çözmenin anahtarı döngüsel ekonomidir. Türkiye, Paris Anlaşması'nı onaylayarak ve “net sıfır” emisyon hedefi belirleyerek bu çabada ivme kazandı. Şimdi hem Hükümetlerin hem de iş dünyasının bu iddialı taahhüdü pratik eylemlere dönüştürmesi gerekiyor. Bu dönüşümün sadece mali bir yük olmadığını, yeni işler ve yeni fırsatlar yaratacak bir kazan-kazan modeli olduğunu göstermemiz gerekiyor. Döngüsel ekonominin bir rekabet avantajı olabileceğine inanıyoruz. UNDP olarak bu yöndeki tüm çabalara destek olmak için çalışıyoruz” dedi.
AB Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut konuşmasında “İklim değişikliği ile küresel mücadelede önümüzde dev bir görev var. Bu görev ancak iş dünyasının ve hükümetlerin eylemleri ile uluslararası düzeydeki eylemlerin yanı sıra günlük hayatımızda bireysel ve kolektif sorumluluk almamız durumunda başarılabilir. İklim ve biyoçeşitlilik krizlerini döngüsel bir ekonomi olmadan çözemeyiz. Birincil kaynak kullanımını azaltmamız, döngüsel iş modellerine yatırım yapmamız ve tüketim şeklimizi değiştirmemiz gerekiyor. Bu modeller yeniliklerle ve yeni fikirlerle gelecek.
Döngüsel Ekonomi Haftasında, Türkiye ekonomisinde yeşile geçişin nasıl sağlanacağı tartışmalarıyla dolu yoğun bir programınız olduğunu görüyorum. Size ilham verici bir hafta diliyorum ve bizi programa dâhil ettiğiniz teşekkür etmek istiyorum” dedi
Etkinlik SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, Hedefler için İş Dünyası Platformu Başkanı Şükrü Ünlütürk, DCube Döngüsel Ekonomi Kooperatifi Başkanı Berna Aşıroğlu ve Finlandiya Ankara Büyükelçisi Ari Mäki’nin açılış sohbeti ile devam etti.
SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, açılış sohbetindeki konuşmasında döngüsel ekonominin iklim krizi ile mücadelede en önemli çözüm olduğunu vurgulayarak “Kaynaklarımız artık tükenmeye başladı. Kaynak kullanımını öteleyen bir ekonomik model olan döngüsel ekonomi, beraberinde muazzam fırsatlarla birlikte bu ciddi soruna çözüm sağlayacak kıymetli bir alan. Döngüsel model bizlere kaynak verimliliği yaratacak, maliyet tasarrufu sağlayacak, istihdam artışı ve ekonomik fayda sağlayacak. Bu nedenle döngüsel ekonomiyi kurumlara çok iyi anlatmamız ve bu modeli uygulamak için hiç beklemeden harekete geçmemiz gerekiyor. SKD Türkiye olarak bunu iş dünyasına anlatan ve rehberlik eden en önemli yapıların başında geliyoruz” dedi.
Hedefler için İş Dünyası Platformu Başkanı Şükrü Ünlütürk açılış sohbetinde “Bugünümüzü iyileştirmek, geleceğimizi kurtarmak ve dünya ekonomisinin önemli bir parçası olmaya devam edebilmemiz için, bizim de Yeşil Mutabakat ve Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ile hızlanan dönüşüm sürecinin parçası olmamız gerekiyor. Hedefler için İş Dünyası Platformu olarak Türkiye Endüstrisinin Yeşil Dönüşümü Programımız kapsamında sektörlerimizin yeni ekonomik değişimlere uyum sağlaması için çok paydaşlı diyalog ortamları ile ihtiyaçları belirliyor; bu ihtiyaçların karşılanması için çalışmalar yürütüyoruz. Dünyamızı sürdürülebilir kılacak çözümlerin sürdürülebilirliğinin ancak şirketlerin iş yapış biçimlerini değiştirmesi ve döngüselliğin toplumu oluşturan tüm unsurlar için bir yaşam biçimine dönüşmesi ile mümkün olacağına inanıyoruz. Bu gündemin daha iyi anlaşılması ve boyutlarının tartışılabilmesi için 2. Kez Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası’nı ortaklarımızla birlikte organize etmekten mutluluk duyuyoruz” dedi.
DCube Döngüsel Ekonomi Kooperatifi Başkanı Berna Aşıroğlu ise “Geçtiğimiz son bir yıl içerisinde dünyada ve ülkemizde yaşanan yeşil dönüşüm trendi ile yeşil mutabakat, sınırda karbon vergisi, karbon ayak izi kavramları iş planlarımızda yerini aldı. Bu durumla birlikte döngüsel ekonomiye olan eğilim de oldukça arttı. Enerji verimliliği, hızla artan maliyetleri dizginleme ve en önemlisi de azalan kaynaklarımızı verimli kullanma ihtiyaçları üretimin atar damarlarına yerleşmiş oldu. Hal bu iken, 360 derece hareket edebilmek sadece işletmelerin değil kentlerin, sektörlerin ve gezegenin esas hedefi haline gelmeli. Bu noktada iş yapış şekillerimizi yeniden ele almak bir zorunluluk. Burada da imdadımıza döngüsel iş modelleri ve dijital çözümler yetişti. Biz de DCUBE olarak sanayideki yeşil dönüşüm ihtiyacını yetkinlik analizi ile tespit ederken, ihtiyaçlara yönelik çözüm sunan start-uplar ile yaptığımız eşleştirmeler ile geliştirdiğimiz program sayesinde döngüsel ekonominin iş hayatına girişini hızlandırmış oluyoruz” dedi.
Finlandiya Ankara Büyükelçisi Ari Mäki “Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası’nın stratejik ortağı olarak temel amacımız, döngüsel ekonomi ile ilgili deneyimleri ve iyi uygulamaları paylaşmak. Sürdürülebilirlik, Finlandiya için bir projeden daha fazlası ve bizi tanımlayan bir kavram. Finlandiya İnovasyon Fonu Sitra, dünyanın ilk ulusal döngüsel ekonomi yol haritasını 2016 gibi erken bir zamanda yayınladı. Ve şimdi 2035 yılına kadar karbon nötr ulusal hedefimize ulaşma yolunda ilerliyoruz. Türkiye'nin yakın zamanda Paris İklim Anlaşması onaylaması, iklim eylemi ve sürdürülebilirliğe yönelik önemli bir adım olup, döngüselliğin önemini de artırmaktadır. Hâlihazırda bu konuda çok sayıda bilgi birikimi ve teknoloji mevcut Ancak, Finlandiya'da yapılan uygulamaların Türkiye'de biraz farklı bir yaklaşıma ihtiyaç duyabileceğini ya da bunun tam tersinin olabileceğini anlamamız gerekiyor. Ortak çözümlere iş birliği içinde ve birlikte çalışarak ulaşabiliriz. Döngüsel Ekonomi Haftası'nın, ülkelerimiz arasında ve bunun da ötesinde, döngüsel ekonomi alanında iş birliği sağlamak için yeni fikirleri ortaya çıkaracağını umuyoruz” dedi.
Devam eden hafta boyunca 20 oturumda, yerli ve yabancı konusunda uzman 100’e yakın konuşmacı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, Yeşil Ekonomi Dönüşümünde Küresel Deneyimler, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Sınırda Karbon Düzenlemesi, Döngüsel Ekonomi Çözümleri, Temiz Teknolojiler ve İnovasyon, Adil Dönüşüm ve Döngüsel Kentler ana başlıklarında farklı ülkelerden uzmanlar ve iş dünyası temsilcilerinin bakış açıları ile değerlendirmeleri paylaşılacak.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı